Katliamlara ses çıkaranlar değil katliamın failleri hesap vermelidir!

İşgalci sömürge örgütü İsrail, 2007 yılında abluka altına aldığı, çevresini devasa bir duvar, elektrikli tel örgüler ve gözetleme kuleleriyle çevrelediği, her türlü giriş çıkışı kontrolü altında tuttuğu ve bir nevi açık hava hapishanesine çevirdiği Gazze'ye yönelik olarak 17 Temmuz 2014 tarihinde kara harekatı başlatmış, havadan ve denizden saldırılar düzenlemiş, hastaneleri bombalamış, birçok yerde sivillere yönelik katliamlar gerçekleştirmiştir. Bu saldırılar sonucunda yüzde sekseni sivil olan 2 bin 110 kişi hayatını kaybetmiş, bir o kadar kişi yaralanmış, Gazze şehrinin tüm altyapısı çökmüş ve hayatta kalmayı başaranlara; ölen ve yaralanan yakınlarıyla, yıkılan evleri, okulları ve hastaneleriyle, tarumar olmuş bahçeleriyle geride bir enkaz kalmıştır.

Tüm bu olaylardan sonra yaşananları kınamak, Siyonist işgalci güçlerin uyguladığı katliamlara karşı Filistin Halkı'na destek olmak için birçok ülkede çeşitli şekillerde sivil gösteriler gerçekleşmiştir. Ankara'da da yaşananlara kayıtsız kalmayan insanlar Siyonist Konut önünde toplantı ve gösteri haklarını kullanmışlardır. Filistin Direnişi'ni sembolize eden "taş atma" eylemleri ile göstericiler; Filistin Halkı'nın yıllardır maruz kaldığı işgale, sömürüye, sürgüne, ölümlere, insanca yaşama haklarının ellerinden alınmasına karşın direnmeye devam eden Filistin Halkı'nın yanında olduklarını göstermişlerdir.

Göstericilerin bu eylemlerine kaşrı, Siyonist Elçilik Konutu mensupları tarafından herhangi bir resmi şikayette bulunulmamasına rağmen Türkiye Cumhuriyeti Savcılığı tarafından soruşturma başlatılmış ve savcılığın hazırladığı iddianame mahkeme tarafından kabul edilmiştir. Siyonist sömürge rejimini protesto ettikleri için yüzlerce kişi tarafından gerçekleştirilen kolektif bir eylemde adeta kurban seçilerek, aralarında bir önceki dönem şube başkanımızın da bulunduğu dört kişi hakkında "Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Kanunu'na muhalefet", "polise mukavemet" gibi iddialarla soruşturma ve kovuşturma başlatılmıştır. İlk duruşması 10 Temmuz 2015 günü Ankara Adliyesi 44. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen ve 16 Aralık 2015 gününe ertelenen söz konusu yargısal süreç, “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Kanunu'na muhalefet" suçuyla yargılanan kişilerin 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun “Direnme” başlıklı 32. Maddesine muhalefetten ceza almalarıyla sonuçlanmıştır.

Geçtiğimiz Ekim ayının başından beri Filistin'de, Kudüs İntifada'sı olarak adlandırılan 3. İntifada sürmektedir ve Filistin Halkı insanlığın onurunu kurtarmak üzere tekrardan ayaklanmıştır. 20. Yüzyıl’daki iki dünya savaşı ile devletleşen ve devletleştiği günden beri Ortadoğu'da oluşturduğu sürekli bir savaş ortamıyla çevresini kemirerek topraklarını genişleten, uyguladığı yayılmacı ve sömürgeci programlarla öncelikle Filistin Halkı'nın başına olmak üzere genel olarak tüm dünya barışının başına musallat olan Siyonist apartheid rejimi hiç bir hukuki ve ahlaki yaptırımla karşılaşmamış ve olası bir karşılaşma durumunda ise bu yaptırımları tanımayacağını defalarca kez devlet ağzıyla ifade etmiştir. Bunca hukuksuzluğa rağmen Siyonist teşkilat hala bir kanserli hücre gibi var olmaya devam etmiş, üstelik başta Türkiye Cumhuriyeti Devleti olmak üzere birçok devlet tarafından Siyonist Devletin güvenliğini sağlamaya yarayacak politikalar güdülmüş ve varlığını meşrulaştıracak ticari, sosyal ve bürokratik anlaşmalar imzalanmıştır.

Dünya, yaklaşık son yüzyılda böyle bir gerçekle karşı karşıyayken hala çeşitli devlet yapılanmaları tarafından Siyonist örgüt meşrulaştırılabiliyor ve Siyonist örgütün katliamlarına karşı protesto gösterisi düzenleyen kişiler bu eylemlerinden dolayı, bu devlet organizasyonları tarafından cezai işlemlere maruz bırakılabiliyor. Kur'an-ı Kerim'de geçen "O [Rahman olan Allah], insanı yarattı: ona açık ve berrak bir şekilde düşünmeyi ve konuşmayı ["beyân"ı] öğretti"(55:3-4) ayetleri ile Allah bize ifade özgürlüğünün, yapılan bir haksızlığa tepki koymanın yaratılıştan gelen bir hak olduğunu söylemiştir.

Ayrıca ifade özgürlüğünün kolektif bir biçimde kullanılmasının ve bireylerin düşüncelerini aktarmasının en etkin aracı, hukuk devletinin ve toplumsal yaşamın vazgeçilmez unsuru olan toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının kullanılmasına karşı haksız müdahaleler ve bunların sonucu yargılamalar göstermektedir ki Anayasa ile de güvence altına alınmış olan temel hak ve özgürlüklerin kolluğun insafına terk edilmesi, devletin adeta kendini reddetmesidir.

Bizler Mazlumder olarak, Adaletin önünde birilerinin hesap vermesi gerekiyorsa bu kişilerin; yaratılıştan gelen ve Anayasa ile de güvence altına alınmış olan temel hak ve özgürlüklerden olan ifade özgürlüğünü kullanan, işgalci Siyonist örgütün katliamlarına sessiz kalmayarak protesto eden kişilerin değil, Siyonist örgüt yapılanmalarının başında bulunan, sivilleri öldüren, hastaneleri bombalayan, kimyasal silah kullanan ve işlediği insanlık suçlarını artık gündelik politikaları gibi sıradanlaştıran kişilerin ve yapıların hesap vermesi gerektiğini belirtiyoruz.

Ayrıca Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne, temel hak ve özgürlüklere ciddi sınırlamalar getiren "İç Güvenlik paketi" ile beraber ifade özgürlüğü ve bunun aktarılmasının en etkin yollarından olan toplantı ve gösteri hakkının kullanılamaz hale geldiğini, bu hakkı kullananların gözaltı, tutuklama ve cezalandırılma riski altında olduğunu ve bu yüzden bu düzenlemenin hala yürürlükte olmasının utanç verici olduğunu ifade ediyor ve güvenlik paranoyasıyla temel hakların kısıtlanamayacağını bir kez daha vurgulamak istiyoruz.

Son olarak, söylemleriyle Siyonist yapılanmaya karşı olduğunu her fırsatta dile getiren Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni söylemlerinde olduğu gibi reel politikalarında da Filistin Halkı'nın yanında olmaya ve yine her fırsatta bir "Hukuk Devleti" olduğunu iddia eden bu devleti iddia ettiği gibi temel hak ve özgürlükleri kısıtlamayan düzenlemeler geliştirmeye çağırıyoruz.

Huzeyfe GÜLTEKİN

MAZLUMDER Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi

FAALİYET BİLGİLERİKategori Adı Basın AçıklamalarıTarih 2015-12-17
Okunma Sayısı : 1005
Şube ve Temsilcilerimiz
ankara
İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği - Mazlumder / Ankara Şubesi
Adres: Kocatepe mah. İnkılap sokak 31/8 Kızılay Çankaya/ ANKARA
E-posta: ankaramazlumder[a]gmail.com | Telefon: 0312 419 30 40 | Faks:

Ziyaretçi Sayımız : 4643267