28 Şubat yargı kararları mağduriyetine son vermek ve cezaevinde yatan mağdurların tekrar adil bir şekilde yargılanması için aylık rutin olarak düzenlediğimiz basın açıklamalarının bir yenisi daha gerçekleştirildi.
Mazlumder Ankara Şubesinde Yapılan Toplantıda 20 Senedir Cezaevinde yatan ve Müebbet hapis yatan Coşkun YAZAR’ın Eşi Sema YAZAR Şöyle Konuştu:
Af bize de uğrar diyoruz. Ne zaman af konusu çıksa evlerimiz hüzün doluyor. Adalet bize uğramıyor. 20 aylık evli iken gözaltına alındı ve 20 yıldır cezaevinde. İki Çocuğumuz var babasız büyüdüler. Çocuklarımız Haftada 1 saat açık görüş için 24 saat yol gidip gelmek zorunda kalıyor. Gençlik /ilkbaharımızı elimizden aldılar bari son baharımızı beraber geçirmemize müsaade etsinler.
Kumpas ve uydurma delillerle verilmiş cezalar nedeniyle eşlerimiz hapis yatmaktalar. Bizlere ceza veren hakim, sabit bir delil bulamamasına rağmen “Bir delil yok ama, bunu sen yapabilirsin; biz böyle kanaat getiriyoruz” diyerek müebbet hapis verdiler.
Polisin zorlaması ve kötü muamelesi sonucu uydurulmuş delille ile şuanda bir çok kişi Cezaevlerine atıldılar. Fetöcü’lerin ve 28 Şubatçıların verdiği kararlar ile ceza aldılar.
Adalet ve Kalkınma Partisine çağrı yapıyoruz: Adaleti sağlayın, zulümlere son verin. Adalet herkese lazım.
Sayın Cumhurbaşkanımız mağdurların sesini duysun. Bizleri de düşünmeli ve mağduriyetlerimiz sona erdirmeli. Cezaevi süreçlerimiz sona ermeli.
Hizbuttahrir Davasından Hüküm giyen Sosyolog Süleyman UĞURLU: Cezaevlerinde insanlar, bizim dışardan görüğümüz ana kapının dışında 20 tane daha kapının arkasında yatmaktadırlar.
Onlar cezaevinde hasta olmaktan korkarlar çünkü 10 dk’lık bir muayene bir güne mâl olmaktadır.
Cezaevlerindeki hasta mahkumlara acil bir çözüm bulunmalı. Cumhurbaşkanı Af yetkisini kullanmalı.
Mahpusların ziyaretine gelen küçük çocukları ceza evini ağlayarak evlerine dönmekteler. Babamı bırakmak istemiyorum diyerek.
Bizler sahipsiz bırakıldık. Sağolsunlar bir Mazlumder ilgileniyor fakat bu sorun sadece Mazlumder’in sorunu değil. Mazlumder gündemde tutmaya çalışıyor .. Bütün camiamızın sorunu, alimlerimizin, üstadlarımızın ve bütün STK’larımızın sorunu . Fetöcülerin verdiği kararlar iptal edilmeli ve insanlar özgürlüğüne kavuşmalı”
STK’lar adına Söz Alan Bembir-Sen Ankara Şube Başkanı Hanefi Sinan:
“Adalet terazisi şaşmış. Zulüm had safhaya ulaşmıştır. İnsanlar Adalet arıyorlar. Bizler hala 28 Şubat’ı konuşuyoruz. Bu ayıp bize yeter. Bizler mahkumlar ve aileleri kadar sıkıntı yaşamadık fakat zulümler den nasibimizi almış insanlarız. Zulüm devam ediyor. Fakat Adalet Bakanı gerekeni yapmıyor. Mazlumların ahını duyun. Ateş düştüğü yeri yakmadan ateşi elinde yetkisi olanlar acilen söndürmeliler.
Zulme sessiz kalmayalım. Herkes elinden geleni yapmalı. Başkasının derdi ile dertlenmemiz gerekiyor. Dertlenmeliyiz ki sıkıntıya düştüğümüzde başkaları da bizim derdimiz ile dertlensin.
Adaletin tecelli etmesi için herkes elinden geleni yapması gerekir. Ateş düştüğü yeri yakmasın.”
Daha sonra Mazlumder Ankara Şube Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet ALTIN Basın açıklamasını okudu
Mehmet Altın, 24 Haziran seçimlerinden sonra köklü bir değişiklik yapıldığını, bu köklü değişiklilkerin, 28 Şubat’ın brifingli yargı süreçlerinde, gerekse paralel yargı süreçlerinde hukukun silah olarak kullanıldığına ilişkin oluşan netliğin bir gereği olarak yargı alanında ve özellikle cezaevlerine yönelik bir takım düzenlemelerin yapılması kaçınılmaz olduğunu belirterek “Yaşanan değişikliklerin ve oluşan netliğin bir gereği olarak, özellikle devlete karşı işlenmiş ya da işlendiği iddia olunan suçlar yönünden ciddi bir düzenleme yapılması gerekmektedir. Bugüne kadar her fırsatta dile getirdiğimiz üzere, af talebinde bulunmayan siyasi mahpusların ve özellikle brifingli ve paralel yargı mağdurlarının yeniden yargılanması hukuki ve ahlaki bir zorunluluk halini almıştır” dedi…
MAZLUMDER yaptığı açıklamada ,bu güne kadar çok şey söylenmiş olmasına rağmen bu meselenin bir kangren olarak ortada durduğunu , meclis gündemine sunulan af teklifinin de bu meseleyi çözme kabiliyeti olmadığını gözlemledikleri bu günlerde devlet’in ancak kendisine karşı işlenen suçları affedebileceğini ,hukukun da adaletin de mantığın da gereği bu olduğunu ifade etti.
Mazlumder Ankara Şube Yönetim Kurulu Mehmet ALTIN’ın okuduğu basın açıklamasının Tam Metni:
AF DEĞİL, ADİL YARGILAMA VE ADALET!
Türkiye’de 16 Nisan 2017 tarihinde gerçekleşen referandum sonrasında köklü bir sistem değişikliği yaşanmış ve 24 Haziran 2018 tarihinde gerçekleşen seçim ve sonrasında bu sistem değişikliği fiilen de hayata geçmiştir.
Bu kadar köklü değişikliklerin ve gerek 28 Şubat’ın brifingli yargı süreçlerinde, gerekse paralel yargı süreçlerinde hukukun silah olarak kullanıldığına ilişkin oluşan netliğin bir gereği olarak yargı alanında ve özellikle cezaevlerine yönelik bir takım düzenlemelerin yapılması kaçınılmazdır.
Yaşanan değişikliklerin ve oluşan netliğin bir gereği olarak, özellikle devlete karşı işlenmiş ya da işlendiği iddia olunan suçlar yönünden ciddi bir düzenleme yapılması gerekmektedir. Bugüne kadar her fırsatta dile getirdiğimiz üzere, af talebinde bulunmayan siyasi mahpusların ve özellikle brifingli ve paralel yargı mağdurlarının yeniden yargılanması hukuki ve ahlaki bir zorunluluk halini almıştır.
Bugüne kadar çok şey söylenmiş olmasına rağmen bu mesele bir kangren olarak ortada durmaktadır. Meclis gündemine sunulan af teklifinin de bu meseleyi çözme kabiliyeti olmadığını gözlemlediğimiz bu günlerde, tekrar tekrar vurgulamak gerekir ki devlet ancak kendisine karşı işlenen suçları affedebilir. Hukukun da adaletin de mantığın da gereği budur…
TBMM’ye sunulan teklifle, kişilere karşı işlenen bir kısım adli suçların af bağlamında tekrar gündeme getirilmesi karşısında, aslolanın cezaevlerini boşaltmak değil adil bir yargı zemini inşa etmek olduğu gerçeğinden hareketle, aşağıdaki hususları vurgulama ihtiyacı hissediyoruz:
28 Şubat’ın brifingli yargısının kararlarıyla hapsedilen mazlumların tahliyesi öncelikli meseledir.
28 Şubat’ın tahkim ettiği zemine basarak büyüyen paralel yargının kararlarıyla hapsedilen mazlumların tahliyesi öncelikli meseledir.
Brifingli ve paralel yargı zemininde oluşan önyargılar ve bu önyargılarla oluşturulan içtihatlarla halen devam eden yargı zulümlerine son vermek öncelikli meseledir.
MAZLUMDER olarak,
Brifingli ve paralel yargı mağdurlarının hiçbir bahane ileri sürülmeksizin derhal tahliye edilmelerini ve yeniden adil bir şekilde yargılanmalarını,
Bahse konu siyasi yargılama süreçlerinde oluşturulan içtihatlara dayalı olarak halen devam eden yargı zulümlerine son verilmesini,
talep ediyoruz.
Kamuoyuna saygıyla sunulur.
MAZLUMDER