GERİ GÖNDERME MERKEZLERİNDE SALGIN RİSKİ GÖZARDI EDİLMEMELİDİR!

Dünyada kitlesel ölümlere yol açan ve Türkiye’de de ciddi bir tehdit olarak görülüp çeşitli önlemlerin alındığı Corona virüs salgını sebebiyle ciddi bir teyakkuz hali yaşıyoruz. Şimdilik sınırlı da olsa sokağa çıkma yasaklarının uygulandığı, karantina tedbirlerinin alındığı toplu yaşam alanlarının kapatıldığı ya da izole edildiği, kesinleşmiş cezalar dolayısıyla cezaevinde cezası infaz edilen mahkumlarla alakalı af niteliğinde infaz düzenlemesinin konuşulduğu bugünlerde Geri Gönderme Merkezlerinde toplu olarak tutulan binlerce insanın göz ardı edilmemesi gerekmektedir.

Geri Gönderme Merkezleri bazı yabancıların ülkeye giriş işlemleri tamamlanıncaya kadar ve muhtelif sebeplerle sınır dışı kararı verilen yabancıların ise sınır dışı işlemleri tamamlanıncaya kadar tutuldukları merkezlerdir. Bu merkezlerde zorunlu ikamete tabi olanlar, gönüllü olarak ve bir ülkenin kabul etmesi durumunda merkezden ayrılarak ülke dışına çıkmaktadırlar. Gönüllü gitmemeleri veya bir ülke tarafından kabul edilmemeleri durumlarında yasaya göre 6 ay sonra serbest bırakılmakta ve ülke içindeki ikametlerine dönmektedirler.

Geri Gönderme Merkezlerindeki yığılma ve uygunsuz şartlar mevcut salgınla birlikte daha riskli bir hal almıştır. Merkezlerde tutulan ve bu kişilerle ilgilenen insanların sağlığı açısından ve genel olarak toplum sağlığı açısından ciddi riskler barındırmaktadır.

6458 sayılı kanunun 54. maddesine dayanarak 'kamu güvenliği, kamu düzeni, kamu sağlığı açısından tehdit oluşturduğu' iddiası ile binlerce insan KOD TAHDİDİ uygulanarak zorunlu ikamete tabi tutulmakta ve gözetim altına alınmaktadır. Derneğimize yapılan başvurular sonrasında ve takip ettiğimiz vakalar neticesinde somut olarak tespit ettiğimiz üzere kod tahditleri dayanaksız, delilsiz, soyut iddialara dayalı olarak konulmaktadır. Bu durum  tamamen yasal şekilde ülkemizde kalan, hiçbir hukuk dışı eylemi olmayan, evinde çocuklarının karnını doyurmaktan başka bir derdi olmayan insanların tehlikeli insan statüsüne sokularak mağdur edildiğini göstermektedir. Öyle ki otizm hastası kişilere dahi kod tahdidi konulması gibi trajikomik vakalara da rastlanmaktadır.

Kod Tahdidi uygulamasından kaynaklanan mağduriyetler giderilmeli, bu işlemlerin sebepleri, hukuka uygunluğu, denetimi, toplumun menfaatine uygun olup olmadığı ayrıca incelenmelidir.

6 aylık süre sonunda zaten bırakılacak, yasal ikameti olan yabancıların haklarında ciddi somut deliller bulunmuyorsa, ihtiyaç duyulması halinde kontrol tedbirlerine başvurularak serbest bırakılmalı ailelerinin yanına dönmeleri sağlanmalıdır. Bu şekildeki bir uygulama hem salgın riskini azaltacak  hem de tutulan insanların hastalanmalarının önüne geçecektir.

MAZLUMDER ANKARA ŞUBESİ