Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu 291. Hafta Basın Açıklaması



Mavi Marmara baskını ile ilgili BM hazırladığı basına sızdırılan 105 sayfalık raporda, İsrailli komandoların Mavi Marmara gemisine baskın yaptığı sırada "örgütlü ve şiddetli bir direnişle" karşılaştıklarını ve kendilerini korumak için güç kullanmaları gerektiği belirtildikten sonra, kullanılan gücün "aşırı olduğu ve makul olmadığı" ifade ediliyor. "Mavi Marmara"ya çıkan İsrail komandolarının, "bir grup yolcunun organize ve şiddetli direnişiyle" karşı karşıya kaldığı, bu nedenle kendilerini korumak için güç kullanma ihtiyacı içine girdikleri ifade edildi. Üstelik raporda "Gazze Ablukası" legal görülmüş, BM İnsan Hakları Komitesi'nin 2010 yılının Temmuz ayında yayınlanan daha önceki raporuyla çelişilmiştir. "Gazze Ablukası"nı legal görmek İsrail işgalini de legal görmektir ve bu kabul edilemez. Palmer Raporu'nda İsrail'e, olayla ilgili olarak "üzüntüsünü uygun biçimde açıklaması" ve tazminat ödemesi gerektiği tavsiyesinde bulunuldu. Ama sadece tavsiyede bulunmakla kalmaları herhangi bir yaptırım kararı almamaları; yardım konvoyundaki bir gemideki sivillere saldırmanın, silahsız kişilere ensesinden defalarca ateş edip öldürmenin, bir insanlık suçu olduğu gerçeğini değiştiremeyecektir.


Rapor yanlı ve kırıcıdır. Bu rapor uluslar arası kuruluşun Bosna'dan sonra ikinci sınavıdır. Maalesef yine Batı vicdanı, Doğu'yu "öteki" görmekten vazgeçmemiş, tıpkı kurumsal kökenlerindeki Milletler Cemiyeti'nin Mussolini'nin Faşist İtalyasının Etiyopyalı mazlumlara yaptıklarını görmezden gelmeleri gibi yine haktan yana değil de lobisi güçlü olandan tarafa olup tekrar aynı filmi izlememizi isteyip yine sınıfta kalmışlardır. En kutsal hakkın yaşama hakkı olduğunu iyi bildikleri halde silahsız insanların öldürmelerine ses çıkarmamalarını hiçbir mantık kabul edemez. Şehit edilen 9 kişinin hesabını tavsiyelerle ödetmeye çalışan işbirlikçilerden zaten daha iyisi de beklenemezdi. Kahhar olan Allah Şehitlerin katillerini ve iş birlikçilerini elbet kahredecektir. Hesapları en iyi gören Şüphesiz Allah'tır. Kararlı duruşu ve samimi uygulamaları ile dış politikada "hayal"leri gerçekleştiren Dışişleri Bakanımız Ahmet Davutoğlu, sarf ettiği eforla ve "Türkiye, İsrail'in Gazze'ye uyguladığı ablukayı tanımamaktadır." gibi vicdanlı yüreklerin sözcülüğünü yapan açıklamalarıyla gerek mazlum coğrafyalardaki gerekse ülkemizdeki gönülleri fethetmeye devam etmektedir.



Gözümüzü korkutmaya çalıştıkları ''bin yıl sürecek'' masalı gerçekten masal oldu. 28 Şubat 1997 yılında post-modern darbe olarak adlandırdıkları bin yıl sürmesini amaçladıkları süreç 14. yılında masallara karıştı. İnsanların inanç ve özgürlüklerine garez etmiş darbeciler 14 yıl boyunca zulümlerine zulüm kattılar. Yasakçıları örgütleyip inançları doğrultusunda yaşamaya çalışan insanları fişlediler, okullarından uzaklaştırdılar, haksız yere yargıladılar. Kendilerince emellerine ulaştıklarını düşündükleri sırada darbeleri ellerinde patladı. Çocuklarımıza anlatacağımız ve mutlu sonla biten bir masal kazandırdılar.

28 Şubat bitti bitmesine fakat mirasçıları hala şerlerini bulaştırmaya devam ediyorlar. İstanbul Teknik Üniversitesi Rektörlüğünce internet sitesinde "Kayıt İçin Gerekli Belgeler" başlığı altında yayımlanan listede ikinci madde olarak: "4 adet 4,5 x 6 cm boyutlu vesikalık fotoğraf (fotoğraflar son altı ay içinde önden, başı ve boynu açık, sakalsız adayı kolaylıkla tanıtabilecek şekilde çekilmiş olmalıdır)" ibaresine yer verildi. Yasak olmadığı halde hukuka aykırı olan uygulamayı kınıyor ve MAZLUMDER İstanbul Şubesinin konu ile ilgili gerekli çalışmayı başlattığını belirtiyoruz.



İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin İtfaiye eri alımında yaşanan ayrımcılık süreçlerinin devam etmesini amaçlayan yozlaşmış kafaların eseri olarak karşımızda. Başvurularda lise mezunu olması aranan adaylardan İmam-Hatip Lisesi Mezunu adaylar sınav kapısından geri çevrildi. Tamamen ideolojik sebeplerden dolayı iş kapıları yüzüne kapatılan insanların hesapları verilecektir.

Askerde ölümden her koşulda devlet sorumlu' kararı veren AİHM, uyuşturucu ve alkol bağımlısı kişilere askerlik yaptırılmaması yönünde karar verdi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), eski Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner'in, internet sitelerine sızan ses kaydındaki "kendi askerimizi başından vurduk" sözleri ve son 20 yılda kışlalarda 1342 askerin şüpheli biçimde yaşamını yitirdiğine yönelik tartışmalar sürerken, "kışlada ölüm" konusunda kritik bir karara imza attı. AİHM, 2. Daire, 5 Temmuz 2011'de, 15 Temmuz 2004'te birliğinde asılmış halde bulunan ve intihar ettiği açıklanan M.M.'nin ailesinin açtığı davada, Türkiye'yi tazminat ödemeye mahkûm etti.

Hangi sebepten öldüğü yahut öldürüldüğü net olarak belli olmayan 1342 askerin askeriyedeki karanlık güçlerin emellerini gerçekleştirebilmek için acımasızca ortadan kaldırıldığı ses kayıtlarında ve görgü şahitlerinin onayı ile ortaya çıkmakta fakat failler hak ettikleri cezaları almamakta. Askeriyenin kötülendiği gerekçesi ile istifa eden generallerin bu gerçekler karşısında tepkisiz kalmaları bizce çok manidardır.

Daha yaşanır bir dünya oluşturmak amacı ile zulmün ve zalimin her türlüsüne karşı mazlumların ve ezilmişlerin yanında olacağımızı, burada ve gücümüzün yettiği her yerde zulmü ve zalimi deşifre edeceğimizi bir kez daha tüm kamuoyuna deklare ediyoruz. Selam ve dua ile...

MAZLUMDER Ankara Şube

Mücahid Mustafa YAVUZ

FAALİYET BİLGİLERİKategori Adı EylemlerTarih 2011-09-06
Okunma Sayısı : 1374
Şube ve Temsilcilerimiz
ankara
İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği - Mazlumder / Ankara Şubesi
Adres: Kocatepe mah. İnkılap sokak 31/8 Kızılay Çankaya/ ANKARA
E-posta: ankaramazlumder[a]gmail.com | Telefon: 0312 419 30 40 | Faks:

Ziyaretçi Sayımız : 4203645