ANKARA İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU'NUN
24.09.2011 TARİH VE 294. BASIN AÇIKLAMASI
Değerli Basın Mensupları, kıymetli dostlarımız. Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu adına hepinize hoş geldiniz der, katılımlarınızdan dolayı teşekkürlerimi sunuyorum.
Platform olarak, hak ve özgürlüklerin önündeki tüm engeller kalkıncaya kadar mücadelemizi sürdürme azim ve kararlılığında olduğumuzu çeşitli vesilelerle dile getirmiştik, son günlerde yapılan bazı açıklamalar bu yönde atılan olumlu adımlar olarak kayda değerdir. Mesela Kur'an eğitiminin önündeki 12 yaş engelinin kaldırılması, başörtülü kızlarımızın öğrenim ve ifade özgürlüğünü engelleyen kanunsuz ve keyfi uygulamaların kaldırılması yönündeki girişimler, katsayı adaletsizliğinin kaldırılacağı yönündeki YÖK'ün açıklamaları, yıllardır verdiğimiz mücadelenin hedefine vardığını göstermektedir. Bu konularda atılmış olan güzel adımları sevinçle karşılıyoruz. Bu noktada bir inceliğe işaret etmek istiyoruz: Kızlarımızın mağdur olmamaları için, eğitim yönünden, mutlaka acilen köklü çözümler üretilmeli, bu sorun, hukuki metinlerle güvence altına alınmalıdır. Zira kimi üniversite ve fakültelerde başörtüsü sebebiyle, hâlâ rencide edilen, hakarete uğrayan, öğrenimi engellenmeye çalışılan çocuklarımız vardır. Bu noktada hükümete düşen şudur: Hakkında herhangi bir kanun bulunmayan, buna mukabil keyiflerini kanun haline getirmeye çalışan yetkililer tarafından uygulanan her türlü zorbalığa, Ak Parti Hükümeti'nin son vermesi zaruridir. Ayrıca eğitim ve öğretim hakkını, başörtüsü bahanesiyle engellemeye kalkışan kimi rektör ve öğretim görevlileri hakkında Türk Ceza Kanunu'nun 112. maddesi uyarınca açılmalıdır. Bu noktada Cumhuriyet savcılarını göreve davet ediyoruz. Platform olarak, bu çağrıyı kamu önünde yapıyor, eğitim ve öğretim hakkını engelleyen rektörler hakkında gerekli kanuni soruşturmaların başlatılmasını talep ediyoruz.
Bugün, artık her kesimce iyice anlaşılmıştır ki, özgürlüklerin önündeki en büyük engel "DARBE ANAYASALARI"dır. Bu anayasaları savunanlar, insanlarımızın, "FİKİR, İNANÇ VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ" yönündeki taleplerine cevap verecek bir Anayasal düzenlemeye karşı çıkanlar; hiç sıkılmadan 'demokrasi, insan hakları ve hatta rejimi korumak adına' bunu yaptıklarını söylüyorlar. Artık, tüm bu tür yorumların önüne geçilmeli, hukuku hafife alan ve inanç özgürlüğünü sınırlandıranlara gereken cevaplar verilmelidir. Zorbalığı meslek edinen darbeci mantığın mahkûm edilmesi şarttır. Sivil iradeye değişik bahanelerle müdahale edenlerin önünün kesilmesi, yeni bir "Sivil Anayasa" ile mümkün olabilir. Evet, toplumun tüm düşünen insanları, Sivil Toplum Kuruluşları insanımızın önündeki, gayr-i insani ve çağdışı tüm uygulamaları kaldırıp düşünce, inanç ve ifade özgürlüklerini temin edecek; insanların can, mal, din, akıl ve nesil emniyetlerini güvence altına alacak, ayrıca değiştirilemez hükümlere ve tabulara yer vermeyecek meşru ve bir Sivil Anayasa arzu ediyoruz..
Basın açıklamamıza son vermeden önce, yine ülkemiz ve komşu devletler için hayati önem arzeden FÜZE KALKANI PROJESİ'ne karşı olduğumuzu buradan tekrar ilan ediyoruz., Yetkilileri bu konuda sağduyulu olmaya davet ediyoruz. Zira bu proje ile Ortadoğu barışını devamlı tehdit eden terörist İsrail, kendisini güvence altına almak istemektedir. Bu proje, başta İran olmak üzere, bütün Ortadoğu ülkelerine karşı tehdit oluşturacak bir projedir. NATO, ABD ve İSRAİL'in bu konudaki ısrarı, Ortadoğu üzerindeki BÜYÜK ORTADOĞU PROJESİ VE BÜYÜK İSRAİL PROJESİ'ni gerçekleştirmek içindir. Nato'nun 'Lizbon zirvesi'nde' mütecaviz veya düşman füzeleri hanesinin boş bırakılmış olması, maalesef tereddütleri giderememiştir. Bu projenin Türkiye'ye ve diğer bazı ülkelere zarar vereceğini, buna mukabil ABD'nin silah lobisini sevindireceğini söyleyebiliriz. Bu gerekçelerle 'FÜZE KALKANI PROJESİ'nin' şiddetle karşı çıkıyoruz.
Gazze ablukasını devam ettiren, Filistin halkını en tabii haklarına müdahale eden üzerinde ve Mavi Marmara saldırısını gerçekleştiren terörist Siyonist İsrail ile tüm anlaşmaların derhal iptal edilmesini talep ediyoruz. 28 Şubat Süreci'nde imzalanan ve MOSSAD ajanlarının ülkemizde cirit atmalarına sebeb olan 'isihbarat anlaşmalarının' hiç zaman kaybedilmeden iptalini istiyoruz.
Haftaya tekrar buluşmak ümidi ile teşekkürlerimi sunuyorum.
ANKARA İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU ADINA
Muhittin ÖZDEMİR
VAHDET VAKFI