Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu'nun 225. hafta basın açıklamasına hoş geldiniz. Ölümler, kayıplar, hak ihlalleri ve daha birçok gündem maddesiyle bu haftayı da uğurladık.
Öncelikle hiçbir meşruiyeti olmayan fakat kafasına göre hareket eden bir kanser hücresi gibi, dünyaya yayılmayı ve onu hasta etmeyi amaçlayan, adına İsrail denilen zalim devlet, hiçbir geçerliliği olmayan bir mahkeme ile tutukladığı insan hakları aktivistini yoğun çabalar sonucu serbest bırakmıştır. Kardeşimize geçmiş olsun diyoruz. Bugün Filistin'e üç adet hayır gemisi yola çıkıyor. Kendisini zalimlikle eşleştirdiğimiz İsrail gemileri vurma tehditlerini savura dursun Allah'ın izni ile gemiler hedeflenen yere ulaşacaktır inşallah. İnsan Hakları ve Hizmet Derneği'nin (İHH) Afganistan 'da faaliyetlerini sürdüren gönüllüleri Bahattin Yıldız ve Faruk Aktaş bir uçak kazası sonucu hayatlarını kaybetmişlerdir. Hayır üzere çıktıkları bu yolda Rabbim kardeşlerimizi cenneti ile mükafatlandırsın ailelerine sabırlar ihsan etsin.
Bir Facia: Zonguldak'ta Allah bilir günlüğü kaç kuruşa yerin metrelerce altında, zifiri karanlıkta rızıkları peşinde koşan insanlarımızdan otuzunu daha grizu patlaması sonucu kaybettik. Rabbim ölenlere rahmet etsin, yakınlarının üzerine sabır yağdırsın. Şüphesiz ateş düştüğü yeri yakıyor ve olayın ardından önlemlerin ve denetimlerin arttırılacağını müjdeliyor Sayın Bakan! Buradan şu dersi çıkarıyoruz: Önlem için ölmek gerek! Candan ucuzu yok nasıl olsa! Önlemler alınana kadar bu canlar size feda! Bu tabloya alıştık beklide. Çünkü bir otoyolda 10-15 kişiye araba çarpıp ölümüne sebep olmalı ki yaya geçidi yapılsın, virajlı yollarda bilmem kaç kişi telef olsun ki uyarı levhaları koyulsun, şöyle 8-10 kişi düşmeden bir çukura, kapatmayız üzerini ve ölecek ki onlarca kişi aklımız başımıza gelmeli. Bir musibet bin nasihatten yeğdir atasözünü bu kadar içselleştirdikten sonra sırtımız yere gelmez evvelallah. Can kayıpları olmadan önlemlerin alınmasını temenni ediyoruz.
Sevgili dostlar okulların kapanmasına yaz tatilinin başlamasına kısa bir süre kalmışken, Kur'an eğitiminin önündeki yaş sınırı hala kaldırılmamıştır. Dini eğitimimizin önüne set çekilip, zihinleri karartılan çocuklarımıza empoze edilen fikirler, uygulanan yasaklar yetmezmiş gibi ''7 çok geç!'' sloganıyla yola çıkan eğitimciler hangi kaynağa dayanarak Kur'an eğitimi için 12 yaş sınırını çekebilmiştir? Kur'an ahlakı ile ahlaklanıp iyi insanlar ve sağlam kişilikler olmamızdan çekinen, bunun için elinden geleni ardına koymayan, özgürlüklerimizi kısıtlamaya çalışan ve vicdan namına en ufak bir kırıntı bile taşımayan insanlar, bizleri yıldıramayacağını iyi bilmelidirler. Bizler özgürlük mücadelesini kazanacağımız günü sabırla bekliyoruz ve asla vazgeçmeyeceğiz. Hepinize desteklerinden dolayı teşekkür ediyor ve sizleri emanetçilerin en iyisine emanet ediyorum. Selam ve dua ile...
MAZLUMDER Ankara Şube Sekreteri
Mine KARTAL