Aradan geçen beş yıla rağmen, hukuk kamu vicdanını değil devleti koruması altına alarak bir karar vermiş ve Hrant davasında tetiği çektirenler değil, tetiği çekenlere ceza verilerek soruşturma derinleştirilememiştir. Adalete inancın zayıflaması ile biz de sesleniyoruz :"İnsanı güvercin ürkekliğine mahkà m etmenin nasıl bir bedel olduğunu bilir misiniz siz?
Ortadoğu'da Bush Doktrini safsatası neticesinde Irak'ı kan gölüne çeviren ABD, Vietnam'da yaptığı gibi arkasında paramparça bir toplum, milyonlarca mahvolmuş hayat bıraktı. Eisenhower mantığının yine işe yaramadığını milyonları öldürerek anlayan ABD bu sefer de Nixon'un kurnazlığına başvurarak coğrafyamızda kardeş kavgasını başlatmayı hedeflemektedir. Irak'taki büyükelçiliğimize yapılan provakatif saldırı da göstermektedir ki Irak üzerinden Türkiye-İran savaşı çıkarmak şer güçlerinin yeni oyunudur. Bizler inancımız sevdamız bir olan din kardeşlerimizle ikinci bir Çaldıran yaşanmasının İslam Âlemi'nin sonu olacağını hatırlatıyoruz.
Dış politika ne zaman iç politik kaygılara kurban giderse bu coğrafyanın hakkını vermekten uzağa düşer yeni Irak'ların yaşanmasına sebebiyet verme tehlikesi ile karşı karşıya kalır, milyonların vebaliyle yaşarız. Suriye'ye kesinlikle emperyalist Batı'nın müdahalesini de Suriye üzerinden yeni Soğuk Savaş'ların yaşanmasını da istemiyoruz.
Bu hafta içerisinde, dokuz sivil toplum kuruluşu temsilcisinden oluşan 32 kişilik heyet, insani ve İslami duyarlılıkları ile Şırnak Uludere ilçesine bağlı Gülyazı köyünü ziyaret ederek öncelikle bu katliamda hayatını kaybedenlerin ailelerine taziyelerini sunmak, vefat edenlere mezarları başında dua etmek hem de olayın sorumluları ve son hukuki durum hakkında tespit yapma amacı ile bölgeye gitmişlerdir.
Halen adli ve idari soruşturmada mesafe alınamamış olması, bir albay dışında hiçbir yetkilinin görevden uzaklaştırılmaması, bu yönde güçlü taahhütlerin yapılmaması maktul yakınları tarafından siyaseten olduğu kadar ahlaken ve hukuken de ağır bir kusur olarak algılanmıştır. Toplumsal adaleti temin edememe, en temel hak olan yaşama hakkını koruyamama, suçluları tespit edip cezalandıramama gibi hukuksuz bir işleyişin sadece öfke ve çatışma üreteceğini vurgulayan insanlar, benzer katliamların bir daha yaşanmaması için Hükümetten somut ve kalıcı adımlar beklediklerini ifade etmişlerdir.
Ülkemizde ertelenen sürekli "dondurulan" sorunlara kangrenleşmeden nelerin sebebiyet verildiği çözülmelidir. Hükümetin sorumluları cezalandırmakta isteksiz davranmasının, mevcut suçun ortağı olması anlamında yorumlanacağını vurgulamak istiyoruz. Öldürülen 34 kişinin katillerinin bulunup cezalandırılması, Hükümetin üzerindeki en önemli ve öncelikli sorumluluktur. Ertelenemez ve devredilemez bu sorumluluğun ifa edilmesi için takipçi olduğumuzu kamuoyuna ilan ediyoruz.
Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu Adına
MAZLUMDER Ankara Şube Yönetim Kurulu Üyesi
Soner KARTAL